25 Ağustos 2016 Perşembe

Karadeniz Bisiklet Turu 4. Gün

04.08.2016 Perşembe
            Bugün de her zaman olduğu gibi sabah 5.30-06.00 arası uyanıyorum. güzel bir uyku ve uykumu almış olarak çıkıyorum çadırımdan. güneş daha yeni doğmak üzere, ilk iş çadırın içini toplamak uyku tulumu, mat vs. dün akşamdan yıkayıp astığımız çamaşırları toplayıp çantalara yerleştiriyoruz. arkasından çadırları toplayıp, hızlı bir kahvaltının ardından tüm malzemeleri bisiklete yüklüyoruz çıkmaya hazırız artık. Aslında dün planladığımız yoldan 25 km kadar daha fazla yol yaptığımız için bu gün hedefimiz olan Samsun'a 35 km kadar yolumuz var. Samsun'da planım karavan park da kalmak, burası ücretli kamp alanı eğer ücreti uygun gelirse kalmayı gelmezse samsundan sonra biraz daha devam etmeyi düşünüyorum.









            
             Samsuna doğru yola çıkıyorum, çamlık alanının içinden anayol çıkışını bulup bir türlü çıkamadım 10 dakika kadar aynı yerlerde dönüp durdum. böyle durumlarda bu şekilde bir türlü doğru yolu bulup çıkamamak can sıkıcı olabiliyor. sonunda bulup çıkıyorum anayola. Ondokuzmayıs ilçesinin içinden geçip Samsuna doğru ilerliyorum. zaten hemen 10 km sonra Samsun tabelasıyla karşılaşıyorum. Ancak tabi Samsun merkeze daha yolum var. Ancak yolun buradan sonrası nerdeyse sürekli şehir içi gibi ilerliyor. Biraz daha ilerledikten sonra sahil yolu tabelası görüp soldan dönüp sahil kenarından ilerleyen yola giriyorum. burada hem bisiklet yolu var hemde trafikten kurtulup denizi izleyerek sürüyorsunuz. benim ilerleyiş yönümde yani batı-doğu istikametinde Samsunda ilk Batıpark'ı görüyorum. bisiklet yolundan ilerlerken hemen yol ile deniz arasında görünüyor. Burada büyük aslan heykelleri ve Amazon heykelleri bulunuyor. Kısa bir park gezisinden sonra devam ediyoruz. planımızda Bandırma Vapuru'nu gezmek vardı, zaten karavan kamp da hemen Bandırma Vapuruyla yanyana o yüzden karavan kamp tabelalarını takip ederek gidiyoruz. İlk olarak Bandırma Vapuru'nu görüyoruz. Burada müze kart geçmiyor ancak giriş öğrenci için 1 TL, sembolik bir ücret konulmuş yani. Bisikletleri hemen girişte bırakıp giriyoruz içeri, yaklaşık yarım saat süren bir gezinin ardından hem öğlen sıcağı hemde açlığın verdiği bitkinlikle karavan kampa gitmeyi düşünüyoruz. bisikletlere binip 500-600 metre ilerideki karavan kampa gidiyoruz. Girişte bekleyen gence kamp için geldiğimizi söylüyor fiyatları soruyoruz. bizi ilk içeri alıp aşağıda danışmadan daha net bilgi alabileceğimizi söylüyor. Bisikletleri bırakıp danışmaya iniyoruz. kamp ücreti çadır başına 25 TL imiş. Bizde tek çadır kuracağımızı söyleyip giriş yaptırıyoruz. Zaten çadırlarımız iki kişilik ancak güvenliksiz alanlarda çadır kurarken iki çadır kurup eşyalarımızı da yanımıza alıyorduk. fakat burada güvenlik olduğu için eşyaların çadırın dışında kalması problem olmayacaktı. Normal de karavan park olarak yapıldığı için karavanlar için park yerleri ve bunların arkasında priz ve suyu var ancak biz alanın ortasındaki bir ağacın altına kurduk çadırımızı hem gölge hem de çimlik alanın üzerindeydi. O sırada dinlenmeye çekilmişken bir karavan geldi arkasında da iki bisiklet vardı. Tabi biz bisikletleri görünce hemen ayaklandık. Karavanlarını park ettikten sonra onlarda bizim bisikletlerimizi görüp yanımıza geldiler, biraz sohbetten sonra onların sisteminin biraz farklı olduğunu anladık. Bu iki Alman sevgili bisikletlerini arkada taşıyorlar. ertesi gün sabah kız karavanda kalırken diğeri bisikletle yola çıkıyor, 2-3 saat sonra kızda arkasından yola çıkıyor, günlük 80-100 km gittikten sonra genelde şehir merkezlerinde tekrar kamp kuruyorlar. Bu şekilde bütün Asya'yı geçmeyi planlıyorlar.
Bu sohbetin ardından bizde eşyalarımızı kamp alanında bırakıp samsun merkezi hem gezelim hem de akşam için birşeyler alalım diye çıkıyoruz. Önce Decathlon mağazasına gidiyoruz, birkaç ihtiyacımız var onları alıyoruz. Daha sonra öğlen yemek için bir yer bulup birşeyler atıştırıyoruz. Akşam da yemek için malzemeleri aldıktan sonra kampa geri dönüyoruz.


                Turun dördüncü gününde bu şekilde kamp kurmak bize iyi geldi hem daha az yol almış olduk, bu günü dinlenme günü olarak değerlendirmiş olduk. hem de sıcak duş vs. iyi geldi. Eğer sizde 10-15 günlük turlar yapmayı düşünüyorsanız araya en az 2 tane bu şekilde duş alabileceğiniz, kıyafetlerinizi yıkayabileceğiniz kamp yerleri yerleştirin. Gün boyunca genelde dinlenmeyle geçen günde hava yavaş yavaş kararmaya başlayınca yemek işine girişiyoruz. Yaptığımız yemekten karavanla gelen Alman bisikletçilere de ikram ediyoruz. 15 dakika sonra tabağı yıkanmış ve içinde bir paket cips ile geri getiriyorlar. çok lezzetli olduğunu ve teşekkür ettiklerini söylüyorlar. Demek ki onlarda da tabağı boş vermemek gibi gelenek varmış ;). Yemeği yiyip çayımızı da içtikten sonra yağmur yağacağı haberini alıyoruz. Bunun üzerine tüm malzemeleri toplayıp iki bisikleti çadırın yanına çekip komple üzerini örtüyoruz. Yağmura hazırız ve artık günü kapatıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder